- onulmaz
- incurable.
Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.
Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.
bıçak yarası geçer (veya onulur), dil yarası geçmez (veya onulmaz) — hakaret, ağır söz vb. gönül kırıcı davranışların hiçbir zaman unutulmayacağını anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
el yarası onulur, dil yarası onulmaz — silahla açılan el yarası çabukça iyi olur ama kötü sözle açılan dil yarası kolay kolay kapanmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bitirmek — i 1) Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım. P. Safa 2) Güçsüz düşürmek, bitkin duruma getirmek, yormak Onu en çok bitiren Filistin, Irak cepheleri oldu. A. Gündüz 3) Onulmaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çaresiz — sf. 1) Çaresi bulunmayan, onulmaz Çaresiz dert. 2) Çare bulamayan (kimse), biçare Viranelerde yemek için ot toplayan çaresiz kadınlarla konuştu. Ö. Seyfettin 3) zf. İster istemez Bu olmayınca da işi çaresiz komisyonculuğa dökmüştü. H. Taner… … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hicran — is., Ar. hicrān 1) Bir yerden veya bir kimseden ayrılma, ayrılık Bu hicran, dudaklarına ezelî bir nakarat yapıştırmıştı. Ö. Seyfettin 2) Ayrılığın neden olduğu onulmaz acı Başıma da konuyor konuyor aman martı kuşları / Gözlerimden boşalır hicran… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahvolmak — nsz, Ar. maḥv + T. olmak 1) Yok olmak Bu derece intibak kabiliyeti, tekâmül kuvveti olan dinamik bir millet olmasak mahvolurduk. O. S. Orhon 2) Bozulup yararsız duruma gelmek 3) Onulmaz duruma gelmek 4) Boşa gitmek, heba olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
onulmak — den Onma işine konu olmak Bu dertten kolay kolay onulmaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
rencidelik — is., ği Rencide olma durumu Rencideliklerini onulmaz yaralar gibi saklardı. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek — borçlu ve dertli bir biçimde yaşanılmaz; borçtan kurtulmanın yolu onu vermek, onulmaz dertten kurtulmanın çıkar yolu ise ölmektir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
şifânâpezîr — (A. F.) [ ﺮیﺬﭘﺎﻥﺎﻔﺵ ] iyileşmez, onulmaz, şifa bulmaz … Osmanli Türkçesİ sözlüğü